Yazısında, Birinci Adapazarı’nın sadece fiziksel değil, aynı zamanda manevi bir değer taşıdığını belirten Özren, mahallelerin ve esnaf dükkânlarının eski geleneklere bağlı olduğunu hatırlatıyor. Bu kültürel zenginliğin modernizmin etkisiyle azalmaya başladığını, ancak geçmişe dair anıların hala insanların hafızasında yer ettiğini ifade ediyor.
Geleneksel ve Modern Çatışması
Özren, Osmanlı dönemine ait evlerin, mahalle kültürünün ve geleneksel yaşamın yerini modern şehirleşmeye bıraktığını, ancak Birinci Adapazarı'nın bu değişimlere rağmen hala belirli gelenekleri koruduğunu anlatıyor. Yazısında, “Birinci Adapazarı’nın uluları” olarak tanımladığı yaşlı neslin, bu eski düzenin temsilcileri olduğunu ve onların hikâyeleri, nasihatleri ve yaşam tarzlarının Adapazarı’nın ruhunu oluşturduğunu dile getiriyor.
Yazar, bu kültürel değerlerin modernizmle birlikte unutulmaya başladığını, eski evlerin ve geleneklerin yerini modern binalar ve yaşam biçimlerinin aldığını belirtirken, gelecek yazısında İkinci Adapazarı'ndan ve modernizmin etkilerinden bahsedeceğini ifade ediyor.
Birinci Adapazarı’nın ruhunu kaybetmemek için, geçmişin hatıralarına ve kültürel mirasa sahip çıkmanın önemini vurgulayan Özren, okuyucularını bu kadim şehrin derin köklerini hatırlamaya davet ediyor.
Fotoğraf: Sosyal Medya