Sanığın ve maktulün sürekli kavga ettiklerini söyleyen sanığın ablası Sultan A. ise, "Ayşe büyü işleriyle uğraşıyordu, muskaları vardı. Birden kendini kaybediyor, çıldırıyordu. Bir keresinde kaynar çaydanlığı eşinin üstüne atıyordu, zor tuttum. Başka bir gün ise engelli oğlumu bıçakla tehdit ettiğini duydum. Bunun üzerine evimden gitmelerini istedim" diye konuştu.
"Ayşe bana, 'Hacı'yı eş olarak değil domuz olarak görüyorum' dedi"
Ayşe’nin çok geçimsiz olduğunu söyleyen sanığın ablası Nazlı İ. de, "Ayşe balkona çıkar, 'Sana karılık yapmayacağım, başkalarına yapacağım' diye bağırırdı. Tüm mahalle kardeşimin çektiklerine şahittir. Ayşe bir keresinde mutfaktan bıçak alıp, 'Seni öldüreceğim' diyerek Hacı’nın üstüne saldırdı. Ayşe bana, 'Ben Hacı'yı eş olarak değil domuz olarak görüyorum' diyerek hocaya gitmek istediğini söyledi. Hacı ve Ayşe birlikte hocaya gittiler. Hoca, ikisine üç harflilerin musallat olduğunu söylemiş" şeklinde konuştu.
"Eşimin yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum"
Geçen celse eşini bıçakladığını hatırlamadığını söyleyen Hacı P. bugünkü savunmasında ise, "Asılmak istiyorum. Eşimin yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. Adapazarı'na gidip bakmak istiyorum. Sonra kendimi öldüreceğim. Bize büyü yapıldı" dedi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve eksikliklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.