İMO Mesleki Değerlendirme Kurulu Üyesi Necati Atıcı, “Olası İstanbul depreminde ölümleri nasıl erteleyeceksiniz?” diyerek kararın büyük risk taşıdığını vurguladı.
Deprem Güvenliğini Sağlayan Düzenlemeler Askıya Alındı
Yönetmelik ertelemesiyle birlikte, 12 Mayıs 2023 öncesi yapı ruhsatı almış binalarda asma kat, kısa kolon ve yetersiz taşıyıcı sistemlerin yasaklanmasına yönelik hükümler 1 yıl daha uygulanmayacak. Ayrıca, en az 4 yıl deneyimli mimar ve mühendislerin proje müellifi olarak çalışmasını zorunlu kılan düzenlemeler de ertelendi.
Bu erteleme, deprem riski yüksek bölgelerde bina güvenliğini artırmayı amaçlayan düzenlemelerin yürürlüğe girmesini geciktirirken, uzmanlar ve mühendisler tarafından tepkiyle karşılandı.
“İstanbul Depremine Hazırlanmak Yerine Güvensiz Yapıları Korumak mı?”
İMO temsilcisi Necati Atıcı, Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan binaların büyük kısmının taşıyıcı sistem eksiklikleri nedeniyle çöktüğünü hatırlatarak, yeni binalarda da benzer risklerin sürdüğünü belirtti. Atıcı, imar haklarının sonuna kadar kullanıldığını, sonradan yapılan eklemelerin binaların taşıyıcı sistemlerini zayıflattığını ifade etti ve şu soruyu yöneltti:
“Bilinen ve beklenen İstanbul depremi bu kadar yakındayken, bu durumda hasarları, ölümleri erteleyebilecekler mi?”
Yetkin Mühendislik Sistemi Neden Uygulanmıyor?
Ertelenen düzenlemeler arasında büyük projelerde tecrübeli mühendis istihdam edilmesi zorunluluğunun kaldırılması da yer alıyor. Atıcı, mevcut sistemin mühendislerin yeterliliğini ölçmekte yetersiz kaldığını ve meslek örgütlerinin güçsüzleştirilmek istendiğini dile getirdi. Avrupa ülkeleri ve hatta Tunus’ta bile mühendislerin yeterliliğini belirleyen sistemlerin uygulandığını belirten Atıcı, Türkiye’de bu tür düzenlemelerin sürekli ertelendiğini söyledi.
Deprem Riski Olan Bölgelerde Erteleme Kararı Endişe Verici
Türkiye’nin en riskli deprem bölgelerinden biri olan İstanbul’da, bu tür düzenlemelerin yürürlüğe girmesinin geciktirilmesi büyük bir güvenlik açığı yaratıyor. Deprem uzmanları ve mühendisler, yapı güvenliğiyle ilgili düzenlemelerin vakit kaybetmeden uygulanması gerektiğini vurgularken, alınan bu kararın olası bir afette ağır sonuçları olabileceğine dikkat çekiyor.
