Yazıya başlamadan önce iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırarak genel bir ahlak/siyaset ilkesini hatırlatayım.
Halkın oyuna talip olan siyasetçi dürüst ve güvenilir olmalıdır. Lider ve davaya sadakat önemlidir. Liderin yanında görünüp ardından gizlice iş çevirenlere “politik ıskarta” denir…
Lidere sadakatsizlik örneği için hafıza tazeleyelim.
2018 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ali Babacan katıldığı bir TV programında: “Tayyip Erdoğan’ın yanında olduğu halde gizlice Abdullah Gül'ü desteklediğini, görünürde olmadığını ancak olayların tam göbeğinde olduğunu” itiraf etmişti. Oysaki Babacan resmi olarak Ak Parti üyesiydi.
Bu hatırlatma, bir kenarda dursun.
Şimdi gelelim asıl konumuza. Görünmez adam Ali Babacan’ın “Baykar Teknoloji Şirketi” hakkında yaptığı açıklamanın zamanlaması manidar.
Amerikalı eski bir CIA ajanı mealen: “Baykar Şirketi’nin önünün kesilmesi gerektiğini” söyledi. Ertesi gün Ali Babacan topa girdi.
Katıldığı bir podcast programında, sanki okyanus ötesinden emir almış gibi Baykar Projeleri hakkında: "Bu proje öyle hale getirildi ki yani bu çok kutsal, dokunulmaz bak. Dokunanı mahvederiz falan filan… Kusura bakmayın ya. Biz dokunacağız" diye konuştu.
Türk gençliğinin sevgilisi BAYKAR; vatan sevgisiyle, aşkla, imanla “devletin bekâsı” için yüksek askeri teknoloji üretiyor.
Babacan ise gözbebeğimiz BAYKAR’ın haksız rekabet yaptığını iddia ederek, müstakbel efendilerine selam çaktı.
“Bana destek verin, Türkiye’de üretilen teknolojiye “dokunayım.” Yoluna diken, taş koyarım. Baykar’ın ABD çıkarlarına zarar vermesine izin vermem” der gibiydi okyanus ötesine çaktığı selam…
ABD Başkanı Joe Biden’ın, “Türkiye ve Erdoğan” hazımsızlığı malum… Şimdi bir de eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Türkiye'yi hedef aldı: "Batı, Türkiye'deki muhalefete yardım ederse Erdoğan durdurulabilir." Diyerek 6’lı masaya selam gönderdi.
Üstelik ABD Kongresi’nin 27 üyesi; Türkiye’nin ABD çıkarlarına, müttefiklerine ve ortaklarına tehdit oluşturduğunu, Baykar’ın ürettiği İHA ve SİHA programlarının birçok bölgede istikrarsızlığa sebep olduğunu düşünüyorlarmış.
Güler misin? Ağlar mısın?
Şirketler, Amerikan devletinin kalbidir. Amerika için demokratik değerler menfaate bakar. ABD kendi şirketlerinin çıkarlarını önceler.
Özellikle savaş endüstrisi ABD’nin kutsalıdır. Yüksek askeri teknoloji, yazılım, finans/yatırım ve bankacılık şirketleri ABD’nin putudur ve aynı zamanda yumuşak karnıdır…
Amerikan tütünü geçmişte Güney Kore’de yasaktı. ABD eski Başkanı Ronald Reegan, Güney Kore’ye resmi bir ziyaret yapar. Ziyaret heyetinde olan Chrysler CEO’su İtalyan asıllı Lee Iacocca, hatıralarında anlatır. Ziyaretin tek bir amacı vardır. Amerikan tütün Şirketlerine pazar açmak. Yapılan anlaşma sonrasında Güney Kore tütün piyasasının %70’i ABD’li şirketlerin eline geçer.
Konumuzla ilgili diğer bir hatıra da Baba Bush’tan… ABD Başkanı George Bush’un, merhum Turgut Özal’dan özellikle ricası şudur: “Türkiye’deki sinema salonlarında gösterilecek filmlerin en az % 75’inin Amerikan filmleri olması.” Hollywood ABD için iki yönden kutsaldır. İlki paradır. İkincisi de ABD derin devletinin algı yönetimi.
Şimdi… ABD için şirket mantığını anladıysak dönelim BAYKAR Teknoloji Şirketi neler yapmış bakalım.
BAYKAR, endirekt olarak Ermenistan’a diz çöktürdü.
BAYKAR, Suriye’deki ABD piyonlarını mağaralara hapsetti.
BAYKAR, Libya’da, Diktatör Hafter ve Fransa’yı yerin dibine soktu.
BAYKAR, Ukrayna’da Rusya’yı tökezletti.
BAYKAR, Arnavutluk, Polonya ve Pakistan başta olmak üzere 27 ülkeyle anlaşma imzaladı. 1,2 Milyar USD ihracat yaptı.
BAYKAR, KKTC Türk Askeri Üssü’nde Akdeniz havzasını gözetlemek konuşlandı. Bir gece ansızın -kuş uçuşu olarak- Girit Adası, Suriye Lübnan, İsrail, Mısır, Libya’ya yaklaştı.
BAYKAR, Millî Uçak Gemimize, insansız ve süpersonik Millî Savaş Uçağımızı yükledi…
BAYKAR, arı kovanına çomak soktu. Daha ne yapsın?
“Türkiye Yüzyılı” ile BAYKAR; Balkanlar, Kafkasya, Güney Asya, Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında ABD ve Batı’nın hegamonyasını sarsıyor… BAYKAR’ı yavaşlatmak Türkiye’nin ulusal çıkarlarına ihanettir.
Sayın Ali Babacan. Davos’a davet edildiniz ya… Ne mutlu size…
Siz; herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsınız?
BAYKAR’a dokunamazsınız, çünkü silineceksiniz.