17 yaşındaki gencin polis tarafından öldürülmesinin ardından Fransa yangın yerine döndü. Gelişmeler endişeyle izlenirken Mudanya ve Dilovası'nda ise sığınmacıların odak noktası olduğu bazı olaylar yaşandı. Aynı olayların Türkiye'de de yaşanacağına ilişkin iddialara tepki gösteren MHP lideri Devlet Bahçeli, "Fransa'daki olayların Türkiye'ye sirayet etme ihtimalinden bahsedenlerin, Mudanya'daki ve Dilovası'nda provokasyon çetelesi tutanların ateşle oynadıklarını bildirmek istiyorum. Türkiye Fransa'ya benzemez. Onun bunun kirli elleri ile kaosa çekilemez. Devlet ve vatan üzerinde kazı yaptırmayız. Göç konusu insanlık sorunudur. Hangi coğrafyada olursa olsun bu tür olaylar meşru hak arama aracı olmamalıdır." ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin açıklamaları şu şekilde devam etti: "İslamiyet, cihadı emrederken haksız bir savaşı desteklemekten uzaktır. 9 asır boyunca doğu batı arasındaki diyaloğu dini ve kültürel değerler tayin etmiştir. Batı'da Müslüman denilince akla ilk gelen Türk'ler olmuştur. Allah tektir, ordusu da Türk'tür. Sistematik şekilde ilerletilen islamofobi insani şartlarla bağdaşmadığı gibi insanlığı tehdit etmektedir. Kuranı kerimin yakılması insanlık değerlerine ihanettir. Namertlik ve soysuzluktur. Bu provokasyonu Irak asıllı provokatörün tek başına yaptığını düşünmek akıllara uzaktır. Sıcak gelişmelerin olduğu dönemde gerçekleşmesi her yönüyle kuşku vericidir. İnanç ve ifade özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Kuranı kerim bir kağıt parçası değil, Allah'ın yer yüzüne indirilmiş nurudur. Tüm dünya ateşe verilse bile ilahi hükümlerin tutuşması mümkün değildir. Kuran yakan cehennemin dibini boylamıştır. Türk milleti her zaman inanç ve insan haklarına riayet etmiştir. İsveç'te hassasiyetlerimizi kanatan, tahammülsüzlükleri lanetliyor, kitabımıza uzanan mundar ellerin yeri geldiğinde kırılacağına yürekten inanıyorum.
MHP, insanlığın huzuru projesini hazırlamıştır. Sadece Türk insanı ile değil tüm insanlık ile paylaşma duyarlılığını göstermiştir. Huzur, insanın iç alemi ile dış alemi arasındaki tutarlı denge noktasını işaret etmektedir. Bir dava insanı her şeyden önce insandır, sonra ülkücüdür. İnsan olan haklı davası ile elbette davası ile aynı potada buluşacaktır. Her şeye gerçekçi bakan, dürüstlüğü ile adam olan, hayatın zorluğunu dağa tırmanır gibi tırmanan, göründüğü gibi davranan gönül ve sevda neferi insanlarla yolumuz bir ve aynıdır.
Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. İşleyişi Anayasa'da belirtilen esaslara aykırı olamaz. 69. madde de bu esasları içerir. Aykırılık halinde temelli kapatma hükmüne yer verilmiştir. Türk siyasetinde faal halinde olan her partinin birinci kaynağı Türk milletidir. Her parti Türkiye partisi olmak zorundadır. Suç ve suçluyu övmek hukukun konusudur. Milletin hak ve çıkarlarını gözetmeyen, devletin egemenliğini gözetmeyen, terör örgütlerinin kullanımına girmekten gocunmayan partilere demokrasilerde yer olmamalı. Ülke sınırları içinde milli manevi noktada buluşmak siyasi namus görevidir. Mehmetçik'e kurşun sıkanları aklamak suçtur. Bebek katilini övmek, filozof mertebesine çıkarmak suçtur. Bu suça montaj diyerek destek çıkmak katmerli suçtur. Anayasa mahkemesi, Kandil'in düzmece mahkemesi, zilletin mahkemesi değildir. Adalet suçluyu aklama gayesi güderse, ihaneti biberonla beslerse orada adalet batmış demektir. Devlet giderse vatan batmış olacaktır.
Partilerin katılsak da katılmasak da Türkiye'nin sınırları içinde her söz ve eylemine saygımız olacaktır. Dış teşnesine selam vermek, çıkar çevrelerinin oyuncağı haline gelmek hiçbir şey katmayacaktır. Mesele ne kadar oy aldığımız meselesi değil, mesele vatandır. Dünyada tek ses olmayı başarmış bir yapının inşası önümüzdeki en acil gündem konusu olmalı, hazırlanacak yeni anayasada bu konuya öncelikle yer verilmelidir. Ajanlık yapmak, dışarıdan sufle almak hiçbir değerle bağdaşmayacak teslimiyetçiliktir.
Dünyada karmaşık gelişmelere şahit oluyoruz. Wagner'in kalkışması uzlaşı ile sonuçlanmıştır. Her devletin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı duyarız. Her ülkenin huzur ve barış içinde var oluşu temel tezimizdir. Türkiye, Rusya'nın içine düştüğü girdapta soğuk kanlı yaklaşmıştır. Wagner sorunu hararetle konuşulurken Fransa'daki patlak veren olaylar dikkatleri bir anda Avrupa'ya çevirmiştir. Söz konusu protestolar Belçika ve İsviçre'ye de sıçramıştır. Göç sorunu ve buna eşlik eden ırkçılık Fransa'nın ana yatağı olmuştur. Küresel vicdan insani trajediler karşısında bahaneler üretmektedir. İnsani değerler yok sayılmaktadır. Sınır aşan göç olgusu tüm ülkeler için çetin bir sınavdır. İnsaf ve izan temelinde bu ağırlaşan meseleye kafa yorulmalıdır. Göç olgusu elbette siyasetin temeli olmalı ancak asıl temelinden saptıranların samimi olmadığı ortadadır.
Göç sorununun idrakindeyiz. Anadolu coğrafyasındaki demografimizi düşünmek durumundayız. Hedef ve görüşlerimiz 2018 yılında hazırlanmış ARGE çalışmalarımızla hayata geçirdik. Herkes susuyorken göç konusu ile ilgileniyorduk. Bu konuda proje hazırlamak her babayiğidin harcı değildir. Çalışmalarımızı kamu kurumları ile paylaştık. Türkiye'de geçici sığınmacı konumunda olan sığınmacılar vardır. 13 milyon olarak ifade etmek kuyruklu yalandır. Fransa'daki olayların Türkiye'ye sirayet etme ihtimalinden bahsedenlerin, Mudanya'daki ve Dilovası'nda provokasyon çetelesi tutanların ateşle oynadıklarını bildirmek istiyorum. Türkiye Fransa'ya benzemez. Onun bunun kirli elleri ile kaosa çekilemez. Devlet ve vatan üzerinde kazı yaptırmayız. Göç konusu insanlık sorunudur. Hangi coğrafyada olursa olsun bu tür olaylar meşru hak arama aracı olmamalıdır.
Litvanya zirvesinde NATO'nun bölgesel planı ele alınacaktır. Türkiye'nin itirazları vardır. Samimi ikna edici söz ve adımlara karşı Hükümetin yanında olacağız. Türk milleti İsveç'in NATO'ya girişine sıcak bakmamaktadır. Türkiye aleyhinde kabul edilen, FETÖ güzellemesi yapan madde bizim için yok hükmündedir. Memur ve emeklilerimiz için yapılacak zamları destekleyeceğiz. Milli sporcularımızı da tek tek kutluyor hepsinin tertemiz alınlarından öpüyorum."/Haber MERKEZİ