CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent’in konuşması şöyle:
“TÜİK GEÇMİŞTEKİ SAYGINLIĞINI YİTİRDİ”
Bildiğiniz gibi, TÜİK araştırmalar ve sayımlar yoluyla veri toplar, topladığı verileri analiz eder ve istatistiki bilgi hâline dönüştürür. Bu bilgiler toplumun her kesiminde karar alma aşamalarında güvenilir yol göstericilerdir. Türkiye İstatistik Kanununun dördüncü maddesinde verilerin ve istatistiki bilgilerin güvenilirliği, gizliliği ve erişilebilirliğinin temel esas olduğu ifade edilmiştir. Oysa son yıllarda tartışmaların odağı hâline gelen TÜİK geçmişteki saygınlığını yitirmiş, yayınladığı ve yayınlamadığı istatistiklerle kamuoyu nezdinde güven kaybına uğramış, sık değiştirilen yönetim kadrolarıyla yıpranmış bir kurum hâline gelmiştir.
“VERİLER İLE OYNAMAK BU ÜLKEDE YAŞAYAN MİLYONLARIN İTİBARI VE ONURUYLA OYNAMAKTIR”
Son yirmi bir yılda bizler devlet aklının aşındırıldığına, kurumlarının içinin boşaltıldığına tanık oluyoruz. Kurumların içinin nasıl boşaltıldığını TÜİK üzerinden sizlere aktarmaya çalışacağım. Bakın, “güvenilirlik” diyorum yani TÜİK'te olmayan şeyden bahsediyorum. Verilerin güvenilirliğinin zedelenmesi meselesi bir ülkenin itibarı, onurudur dolayısıyla buradaki güvensizlik hem bu ülkenin hem de bu ülkede yaşayan milyonların itibarı ve onuruyla oynamaktır. Kısacası TÜİK'in görevi, çalışanların ücretlerinin artmaması için enflasyonu düşük göstermek değil, gerçekleri olduğu gibi yansıtmaktır.
“AVRUPA İSTATİSTİK OFİSİ VE AVRUPA BİRLİĞİ KOMİSYONU’NUN RAPORLARINDA TÜİK’İN GÜVENİLİRLİĞİ KONUSUNDA CİDDİ UYARILAR BULUNUYOR”
Stratejik planınızda temel hedeflerinize baktığımızda güvenilirlik, bilimsellik, bağımsızlık, tarafsızlık, şeffaflık gibi maddeleri görüyoruz ve maalesef, bunların hiçbirini taşımadığınıza da tanık oluyoruz. Sadece ülke içinde değil, uluslararası kuruluşlar arasında da güvenilirliğini yitirmiş bir kurumdan bahsediyoruz. Hem Avrupa İstatistik Ofisi hem de Avrupa Birliği Komisyonunun 2023 yılı Raporu’nda kurumun şeffaflığı ve güvenilirliği konusunda ciddi uyarılar bulunuyor.
“YARATTIĞINIZ KUTUPLAŞMANIN ÜZERİNİ VERİLERLE OYNAYARAK GİZLEYEBİLİRİZ SANIYORSUNUZ AMA GAFLET İÇİNDESİNİZ”
İktidarınız döneminde Türkiye maalesef birçok konuda ikiye bölündü. Yoksullar ve servet sahipleri arasında da artık kocaman bir uçurum var. Bir tarafta vergi indirimleriyle servetlerine servet katanlar, diğer tarafta 79 yaşında geçinmek için çatıda tamir yaparken ölen bir yurttaş var. Bir tarafta saraydan beslenenler, diğer tarafta akşam pazarından kalanları toplayan yurttaşlarımız var. Bir tarafta haksızca kazananlar, diğer tarafta sömürülerek kaybetmeye mahkûm edilenler var. Bir tarafta servet transferiyle sefa sürenler, diğer tarafta sadakaya çevrilen sosyal yardımlarla geçinmeye çalışan milyonlar var. İşte sizin verilerle gizlemeye çalıştığınız şey de tam olarak bu kutuplaşma. Yarattığınız bu kutuplaşmanın üzerini verilerle oynayarak gizleyebiliriz sanıyorsunuz ama gaflet içindesiniz.
“ÜCRETLERİ ARTIK HAYALLERİNİZDEKİ ENFLASYONA GÖRE Mİ BELİRLEYECEKSİNİZ?”
Eylül ayında “Bundan sonra ücret düzenlemeleri enflasyona göre yapılacak.” diyen Bakan Şimşek’e sormak istiyorum. Hangi kalkınma planı hedefiniz tuttu, hangi hedefiniz gerçekleşti de şimdi ücretleri buna tabi hâle getirmeye çalışıyorsunuz? Ücretleri düşürmek için verilerle oynamak yetmedi de hayallerinizdeki enflasyona göre mi belirleyeceksiniz artık ücretleri?
“İÇERİDE ÇALIŞAN BÜROKRATLAR BİLE DURUMDAN RAHATSIZ”
Bir kurumun içi nasıl boşaltılır diye sormuştum konuşmama başlarken, işte böyle. Toplumda, ulusal, uluslararası kurumlarda TÜİK’e karşı güven artık bitti. Kurumsal yapısı bağımsızlıktan uzak, talimatla çalışan, yönetimi çok sık değişen, kendi içinde yayınladığı verileriyle bile çelişen bir kurum var artık karşımızda. 2017’den günümüze kadar görev yapan 5 başkan TÜİK’i ortalama sadece dört yüz otuz sekiz gün yönetebilmiş. İçeride çalışan bürokratlar bile durumdan rahatsız olacak ki Haziran 2022 tarihli TÜFE Haber Bülteninin açıklamasından önce konuyla ilgili 7 uzman aynı anda sağlık raporu almış. Durum ortada, içi boşaltılmış yok hükmündeki bir kurum milyonların geleceğiyle hayatıyla açıkça oynuyor. Dolayısıyla bu bütçeye onay vermiyoruz./Haber MERKEZİ