Aslen Bayburtlu olan, evli ve iki çocuk babası, 42 yaşındaki Sarıtaş, Almanya'da makine teknolojileri alanında eğitim aldıktan sonra yaklaşık 15 sene bu sektörde çalıştı.
Çocukluğundan beri Türk hayvancılığını geliştirme konusunda hedefleri bulunan Sarıtaş, 2016'da yurda kesin dönüş yaptı. Aynı yıl Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümünü kazanan Sarıtaş, mezun olduktan sonra Bursa'nın Orhaneli ilçesi kırsal Akçabük Mahallesi'nde devlet tarafından tahsis edilen 4,5 dönüm araziye, et verimi yüksek yeni bir koyun cinsi geliştirmek için çiftlik kurdu.
Akademisyenlerden de destek alan Sarıtaş, yaklaşık 4 yıl sürdürdüğü ıslah çalışmasıyla merada otlatılarak diğer cinslere göre daha fazla et veren yeni koyun cinsi elde etmeyi başardı.
Kombinasyon melezlemesiyle 3 farklı ırktan yeni bir ırk elde eden girişimci, ürettiği cinsin patentini alarak ülkenin kırmızı et ihtiyacına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
"Verim yayla bölgelerinde daha da artırılabilir"
Hasan Sarıtaş, kıvırcık ırkının meraya adaptasyonunu sağladığını, daha sonra iki etçi cins hayvanı bu ırkla birleştirdiğini söyledi.
Yeni bir cins ortaya çıkardığını belirten Sarıtaş, şöyle devam etti:
"Bu ıslah çalışmaları uzun vadeli. Bizzat gözlem yapmanız, merada zaman geçirmeniz gerekiyor. Kendim gözlemleyerek, aşamalarını kaydederek bunu yaptıktan sonra başarılı bir şekilde hayvanımızı elde ettik. Şimdi ikinci periyot olarak hayvanımızı çoğaltıp Marmara Bölgesi'ne yaymayı planlıyoruz. Meralarda hayvan otlatıp et verim yeteneği yüksek hayvan elde ettik. Bunu da ülke geneline yayarak hedefimize ulaşacağız."
Sarıtaş, et açığını kapatabilmek, küçük sürülerden fazla et çıkarabilmek için ıslah çalışmaları yapılması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'de bu tür çalışmaların verilen yem ile elde edilen et üzerine olduğunu dile getiren Sarıtaş, kendisinin ise mera odaklı bir proje yürüttüğünü anlattı.
Yeni cinsin, kıvırcık ırkına göre yüzde 30 daha fazla et verimi sağladığını bildiren Sarıtaş, "Bulunduğum bölgede bunu sağladık. Burada şartlar çok zor. Hayvancılık için yazın çok zor şartlarda sağladık. Bu verim yayla bölgelerinde daha da artırılabilir." dedi.
Sürü oluşturulduktan sonra patent ve tescil başvurusu yapılacak
Sarıtaş, Türkiye'nin kırmızı et ihtiyacının karşılanmasında üretimin artırılmasının yanında ıslahın da önemli olduğuna dikkati çekti.
Yürüttüğü ıslah çalışmasının 7 yıl sürmesini öngördüğünü aktaran Sarıtaş, "Bunun bir de çoğaltılma süreci var. Çoğaltmayı da yaptıktan sonra büyük ihtimal istediğimiz hedefe ulaşacağız. Şu anda yaptığımız işin ismi kombinasyon melezlemesidir. Yeni üretimimiz, 3 farklı ırkın birleşmesinden oluşuyor ama yerli ırkımız olan kıvırcık cinsi yüzde 75 ağırlığa sahip. Küçükbaşta dünyanın en lezzetli ırklarından birine sahibiz. Gerçekten kıvırcık eti çok lezzetli." diye konuştu.
Türkiye'de özellikle kapalı alanda beslenen koyunların etinin kokusu nedeniyle tercih edilmediğini dile getiren Sarıtaş, "Hayvana merada bakıldığı zaman refah düzeyi artıyor. Hayvan sağlıklı şekilde et üretiyor hem de koku olayı kökten çözülmüş oluyor." değerlendirmesini yaptı.
Sarıtaş, yeni koyun cinsinden 3 dişi, 1 erkek bireye sahip olduğu bilgisini verdi.
Çalışma bütün aşamalarıyla tamamlandığında yeni ırkı isimlendireceklerini, patent ve tescilleme sürecini başlatacaklarını aktaran Sarıtaş, "Şu an elimdeki hayvan sayısı tüm verimleri alabilmem için yeterli değil, sürü oluşturmam lazım. Yeni tip koyun ırkını geliştirdik ama süt veriminden tutun karkas ağırlığı, doğum oranı gibi özellikler sürü oluştuktan sonra elde ediliyor. O elde edildikten sonra patentlenme, tescilleme süreci başlayacak." ifadesini kullandı.