Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Sakarya Şube Başkanı Semin Uçar, 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi'nin 25. yıl dönümü vesilesiyle gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Uçar, kentsel dönüşümün önemine ve alınması gereken tedbirlere dikkat çekerek, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini hatırlattı.

Uçar, “Maalesef Türkiye, sık sık depremlerle yüzleşmek zorunda kalan bir ülke. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerle bu acı gerçeği bir kez daha tecrübe ettik. Bu hafta ise 17 Ağustos 1999 depremiyle yüzleşeceğiz. Ne yazık ki bu depremler ne ilkti ne de son olacak” dedi.

Uçar, 17 Ağustos 1999 tarihinde Gölcük merkezli olarak meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremin Marmara bölgesindeki illerde büyük yıkıma ve kalıcı izlere neden olduğunu belirtti. Uçar, “Aradan geçen 25 yıla rağmen, depremden etkilenen toplumun yaraları hala tazeliğini koruyor. Büyük Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenler, dualarla ve etkinliklerle anılacak” diye konuştu.

Deprem farkındalığını artırmak amacıyla İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi olarak çeşitli etkinlikler ve çalıştaylar düzenleyeceklerini belirten Uçar, Marmara'da olası bir depreme yönelik alınan önlemlerin yetersiz olduğunu ifade etti. Uçar, "Alman araştırmacılar, Marmara Denizi'nde meydana gelebilecek büyük bir depremin geciktiğini ve kilitli bir bölgede meydana gelebileceğini bilimsel verilerle ortaya koydu. Bu uyarılara rağmen, yeterli önlemler alınmıyor” dedi.

Uçar, yapıların deprem dayanıklılığı testlerinin önemine değinerek, herkesin kendi evini test ettirmesi gerektiğini vurguladı. “Herkesin can güvenliği için evini test ettirmesi lazım. Deprem risklerini azaltmak için sadece devlete güvenmemek, bireysel olarak da adımlar atmak gerekiyor” diye konuştu.

Deprem gerçeği karşısında alınması gereken tedbirlerin, sadece bilimsel ve teknik düzeyde ele alınmaması gerektiğini belirten Uçar, bu konuda ulusal politikaların oluşturulmasının ve yapı denetim sisteminin güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti. Uçar, “Depremlerden sonra yaşanan yıkımlar, ölümler ve hasarlar bir kader değildir. Çözüm, bilimin ve tekniğin rehberliğinde, 'Önce İnsan' anlayışıyla hareket etmektir” ifadelerini kullandı.

Son olarak, yapı stoklarının envanterlerinin oluşturulması gerektiğini ve doğal afetlere karşı hazırlıklı olmanın önemini vurgulayan Uçar, "Afet bilincini artıracak ve yapıların sağlamlığını ön plana çıkaracak yaklaşımlara ihtiyacımız var. Bu sadece kentsel dönüşüm değil, topyekun bir zihniyet dönüşümünü gerektiriyor" dedi.

Muhabir: Şevval GEÇİN