Bazı konularda fikren ayrı düşsek de ilimizin renkli siması Sefer Beyenal’la dostluğumuz karşılıklı sevgi ve saygı temelinde süregelmiştir bugüne değin…

Bizi bir noktada buluşturan ortak özellik her ikimizin de musikiye açık yürekleri olsa gerek…

Ne zaman ve nerede insanımız ve ülkemiz adına yararlı bir olay olsa çıkar meydana elinde mikrofonu ve ona kimlik katan gitarıyla…

Yaşını yarım asrın ötesine taşıdığından şehrin mazisi ile atisi arasında köprü kurmada da ustadır…

Tanıdık tanımadık nasibini alır dilinden, yeter ki almayagörsün mikrofonu eline…

Yine öyle bir tarihi gün yaklaşıyor…

30 Ağustos Zafer Bayramı’nı ruhuna ve özelliğine uygun kutlamak adına oluşturulan komiteye katılmam isteniyor…

Bu doğrultudaki programlarda toplumu bir araya getirecek, ortak değerler üzerinden heyecan oluşturacak, siyaseti bir kenara atıp vatan sevgisini çağrıştıracak her oluşumu desteklerim hiç kuşkusuz…

Sefer Beyenal’ın çağrısı da buna dair izler taşıyor…

Öyleyse katılmak kaçınılmaz…

Çark Mesire’den başlayıp Demokrasi Meydanı’nda sona erecek yürüyüşte milli ve manevi türküler eşliğinde çarpıcı ancak birleştirici sloganlar gündeme getirilecek…

 Sanırım katılım bu duygular içerisinde yüksek olacak…

Elinden ve dahi dilinden gelen tüm maharetini ortaya koyacak bir program düşlüyor Beyenal…

Ülkemizin özellikle şu aşamada birlik ve beraberlik anlayışı üzerine sadece sınırlar içinde değil dışında da dünyaya önemli mesajlar vermesi adına bir fırsat olacağına inandığım 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın çıkaracağı sese ihtiyaç var bugün…

İşte 30 Ağustos böyle nadir tarihi günlerden biridir ülkenin gündeminde yer alan…

O nedenle isterim ki katılalım, coşalım, coşturalım, böylece taçlandırılsın o büyük zafer…

Sefer Beyenal başta olmak üzere emeği geçen herkese ve her kesime hayırlı olması adına kırmızı beyaz “güller” gidiyor Bizim Bahçe’den şimdiden…