Ülkemiz bir seçim daha sonuçlandırdı. Türkiye tercihini "siyasal istikrar"dan yana kullandı. Demokrasiye inanıyorsak seçim sonuçlarına yani halkın tercihine saygı göstermeliyiz...
Türkiye bir seçim daha sonuçlandırdı. Tercihini "siyasal istikrar"dan yana kullandı. Demokrasiye inanıyorsak seçim sonuçlarına yani halkın tercihine saygı göstermeliyiz.
Nedense her seçimden sonra halkın tercihini küçümseyen eleştirilerle karşılaşıyoruz.Muhalefet iktidar seçmenini küçümsediği sürece yerinde saymaya devam edecektir.’’cahil’’ ‘’koyun’’ gibi kelimeler her seçimden sonra yineleniyor .Partinin başına kim geçerse geçsin oy oranı değişmeyen parti var.Ama kimse bu seçmene koyun diye aşağılamıyor. 9 kez kaybetmiş bir muhalefet partisi var.Alay edercesine koltuk sevdası olanların partide işi yok diyor.E senin ne işin var o zaman diye sormazlarmı insana Bu ülkenin daha fazla gelişmesi için güçlü muhalefet şart.Güçlü muhalefet olursa güçlü iktidar olur.Güçlü iktidar olursa güçlü Türkiye olur.
Tarih boyunca neredeyse tamamına yakını imparatorluk kurmuş bir milletin çocuklarının siyasal tercihine saygı göstermek gerekir. Kırsalından metropolüne, kasabasından şehrine herkes, her siyasetçiyi deniyor. Kafasında puanlıyor. Sonrasında ise kararını veriyor.
Bu ülkenin bu halkın her tercihine saygı göstermek bizim için zorunluluk. Kendi partimiz kazansa da kazanmasa, oy verdiğimiz aday kazansa da kaybetse de son sözü oy oranları söyler.
Millet olarak birlik ve beraberlikten asla taviz vermemeliyiz. Birbirimizi daha çok anlamamız daha çok dinlememiz gereken bir dönemdeyiz.
Gelelim kendi konumuza bundan sonra piyasaların ne olacağına...
* Dünya ve Türkiye ekonomik açıdan zor bir dönem geçiriyor. Gelecek bir kaç yılda da bu zorluklar devam edecek. Hazırlığımızı buna göre yapmamız gerekiyor. Fazla açılmadan ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız şart.
* Faiz oranları orta vadede düşüş eğilimine girer. En azından seçim öncesi kadar yüksek olmaz. Ama 0.98 faiz oranının kalıcı olmasını beklemeyin.
* Marmara bölgesi başta olmak üzere arz fazlası olan şehirlerde -uzun vadeli düşünen ve oturmak için ev almak isteyenler için- ciddi fırsatlar var. Bu fırsatlar arz fazlası eriyinceye kadar devam eder. Yatırım için ev alanların ise uzun vadeli düşünmesi gerektiği dönem devam ediyor. Yatırım için ev almak kısa vadeli düşünenlere göre değil.
* İnşaat maliyetlerindeki artış arz açığı olan şehirlerde fiyatlara yansımaya başlar. Bazı şehirlerde çok sert yükselişler de olur. Arz fazlası olan şehirlerde yükseliş beklemek hayalcilik olur.
* Sıkışıp satanlar olmazsa fiyatlarda düşüş beklemek çok mantıklı değil. Kira çarpanı açısından fiyatların yüksek olduğu yerlerde düzeltmeler gelir. Ama bu düzeltmeleri genel bir düşüş dalga olarak algılayanlar yanılır.
* Ofis piyasasının canlanması için yeni kurulan şirketlerin sayısında artış ve şirketlerin büyüme eğilimine girmesi gerekir.
* Dövizdeki artış eğilimi kırılırsa döviz bazlı kiralamaların yaygın olduğu AVM'lere satın almak için ciddi yabancı talepleri gelmeye başlar.
* Mağaza ve dükkan piyasasında kira çarpanına göre makul fiyat istenen alternatiflere talep olur. Mağaza ve dükkan yatırımında önemli olan kiracı bulunması. Kiracı bulunacak dükkan ve mağazalara uzun vadeli düşünenler için yatırım yapılabilir.
* Arsa ve arazi piyasasında "hayal" alınıp satıldığı sürece yatırımcılara kısa ve orta vadede ekmek çıkmaz.
Hayatı ertelemediğiniz bir hafta geçirmeniz dileğiyle..