15 Temmuz 2016'da FETÖ terör örgütünün darbe girişimine karşı, halkın canı pahasına ortaya koyduğu şanlı mücadelenin üzerinden 8 yıl geçti. Aradan geçen zamana rağmen yaşananlar, hafızalarda dün gibi diri…

SAKARYA YİNE TARİH YAZDI

Darbe girişimi gecesi Sakarya; İstanbul ve Ankara gibi ülkenin en büyük metropollerine ulaşımın kesişme noktası olması nedeniyle, gözü dönmüş terör örgütü mensuplarının odağındaki illerin başında geliyordu. O gece Sakaryalılar, ülkenin en kanlı darbe girişimini, “yine aynı ruh” dedirten bir cesaret, feraset, basiret ve vatanperverlikle engellerken adeta yeniden tarih yazdı.

I M G 5085

KİLİT İSİM

Darbecilere karşı cansiperane kararlılıkla duran yalnızca halk değildi. Dönemin Tugay komutanının darbeci teröristlerden biri olduğu Sakarya’da, yine dönemin İl Emniyet Müdürü Osman Babadağ, 15 Temmuz’un kilit isimlerinin başında geliyordu.

“VUR!” EMRİ

FETÖ terör örgütü üyesi sözde bir komutan ve suç ortaklarınca asker kanadının etkisiz kalması nedeniyle katbekat önemli hale gelen İl Emniyet Müdürlüğü ve ilçe emniyet müdürlüklerinin de korunması için “Vur!” emri veren Babadağ; “Kimseden emir almadan vur emri vermek öyle kolay bir emir ve karar değildir. Emniyet binalarımıza da değişik şekilde girme ihtimallerine karşı ‘vur’ emri verdim.” Derken, aldığı kararların ne denli zor olduğunu da gözler önüne seriyor.

KRİTİK DAKİKALARDA, KRİTİK KARARLAR

Darbecilerin sözde komutanlarınca, adına “Yakalandığı yerde derdest edilmesi” emri veren Osman Babadağ, kritik dakikalarda verdiği kritik kararlarla ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla sokağa adeta akın edip vatanına sahip çıkan halkın desteğiyle, Sakarya’da olayların bastırılmasını başarıyla sağlarken, artık Osman Babadağ’ın adı ilin ve ülkenin tarihine altın harflerle yazılacaktı.

6-26

 MÜDÜR OK’A ANLATTI

Vatan için mesai değil, can vermeye hazır bir vatansever olarak, darbe girişiminin önlenmesinde başrol oynayanlardan Osman Babadağ, Sapanca’daki evini ilk kez Yeni Sakarya Yazı işleri Müdürü Serkan Ok, Haber Editörü Ahsen Özkılıç ve İnternet Muhabiri Şevval Geçin’e açtı. Babadağ, o gece yaşananları adım adım, saat saat anlattı.

-Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Babadağ: 1962 yılında Denizli’de doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Denizli’de aldım. Üniversiteyi okuduktan sonra idealim olan Polis Akademisi’ne geçiş yaptım. Burada polislik eğitimi aldıktan sonra komiser yardımcısı olarak göreve başladım. İzmir, Van, Muğla, Aydın, Hakkari, İzmir ve en son Sakarya’da görev yaptım.

-17-25 Aralık sürecinde neler yaşadınız?

Babadağ: Görev yaptığımız süre içerisinde ekip arkadaşlarımızla birlikte 17-25 Aralık sürecine ilişkin çalışmalar yaptık. O dönemlerde FETÖ terör örgütüne yönelik çalışmalarımıza hız verdik. Dönemin valisi ve Ankara ile yapmış olduğumuz görüşmeler sonucunda kendimize bir yol haritası belirledik. Sadece terör olayları değil, diğer olaylara ilişkin de yoğun çalışmalarımız oldu.

-Sakarya’ya 3 kez üst üste atandınız. Bunun nedeni nedir?

Babadağ; Göreve başladıktan sonra örgüte yönelik çalışmalarımız etkin bir şekilde devam ederken, önceki dönem il müdürü, idare mahkemesine dava açarak atamamın hukuksuz olduğunu ve iptal edilmesi için dava açtı. Dava sonucunda Sakarya İdare Mahkemesi benim aleyhime atama kararını iptal etti. Bölge itirazım kabul edilmedi. O dönemde ihraçlar oldu. Bana açılan davada haliyle düşürüldü. Tekrar Ankara tarafından bu kez 03.05.2015 sayılı Resmi Gazete’de asaleten atandım. 1 yıldan fazla Sakarya’da görevimi vekaleten yürüttüm. İlk atamam, ikinci atamam vekaleten, üçüncü atamam ise asaleten yapıldı. Bu süreçte bunları yaşadık. O dönemde ‘Sarayın Uşakları’ adlı bir X hesabı benim adıma karalama kampanyaları yapıyordu. Biz de bunları gördükten hemen sonra konuya ilişkin suç duyurusunda bulunduk. Anlayacağınız bir örgüt ile uğraşırken, onlarda çeşitli şekillerde bizle uğraşıyorlardı. 17-25 Aralık sonrası 15 Temmuz’a kadar bu malum FETÖ terör örgütünün emniyet teşkilatımızda yapılanması ve bu örgütün teşkilat içerisinde temizlenmesi konusunda mevcut arkadaşlarımla beraber mücadele verdik. Hem dışarda hem içerde başarıyla bu süreci yönelttik.

DÜĞÜNDE ÖĞRENDİ

-Gelelim 15 Temmuz 2016’ya. O gün haberi aldığınızda ilk tepkiniz ne oldu?

Babadağ; 15 Temmuz 2016 Cuma günü ilimizde ulaştırma ve turizm bakanlarımız vardı. Vali beyin talimatı ile o gün bakan beye eşlik ederek bir düğüne katıldık. Aynı gün, Sakarya Milletvekili Ali İnci’nin kızının düğünü vardı. O düğüne de katıldım. Saat 23.00’e doğru Sayın Valimiz cep telefonu ile beni arayarak birtakım askeri olayların, yol kapatma eylemi, darbe girişimi gibi bir olayın gelişebileceğini söyledi. Emniyet Müdürü olarak teşkilatımızın, personelimizin hazır olmasını, silahlı bir vaziyette görev almaları şeklinde talimat verdim. Bu talimat üzerine bulunduğum ortamdan Emniyet Müdürlüğü'ne hareket ettim

4-50.

SÖZDE KOMUTANDAN SÖZDE EMİR

O dakikaya kadar darbe girişimiyle ilgili Ankara’dan herhangi bir bilgi gelmemişti bize. Emniyet Müdürlüğü önünde bulunan bölge trafik şube müdürü, özel harekât ekibi ile karşılaştık. Saat 23.15 sıraları, o dönem Tugay Komutanı olan Uğur Coşkun, Tugay Komutanı'nın resmi telefonundan benim telefonumu arayarak ‘sıkıyönetim ilan edildi, ordu yönetime el koydu, meclis fesih oldu, milletvekilleri azledildi ve ekiplerin, polislerin hiçbir şekilde karşılık vermemesi" şeklinde ifadelerle konuştu. Ben de kendisine: böyle bir konuyu kabul etmeyeceğimi, karşı geldiğimi, bunun mevzuata ve hukuka aykırı olduğunu söyleyerek bu konuyu ve kendisini tanımadığımı ilettim ve Sayın Valimize konuyu aktaracağımızı bildirdim ve telefonu kapattık. Durumu Vali Bey' aktardım.

ÖZEL HAREKAT VE ÇEVİK KUVVET PERSONELİ

Bir müddet sonra telsizle ekip arkadaşlarım Yazlık Kavşağında askeri araç ve tankların geçtiği şeklinde bilgi verdiler. Ben de bu arada ekiplere, personele; silahlı vaziyette, çelik yelekli bir şekilde hazır olmaları talimatını telsizle anons ederek verdim. Daha sonra ben Emniyet Müdürlüğü önünde yanımda şube müdürü arkadaşım ve özel harekat ekibi ile birlikte bölge trafik müdürlüğümüzün arkasında bulunan depoya geçerek malzeme, araç gereç, silah konusunda kendimizi hazırladık. Hemen dakikalar içerisinde hazır olduk, özel harekat ekibi hazır bir şekilde yola çıktık. Sakaryamızın kuzey tarafında bulunan Karasu-Kaynarca yolu üzerinden Valiliğe hareket ettik. Yazlık Kavşağından hareket halinde olan birkaç otobüs askeri personel ZPT aracının Valiliğe yaklaştığı; Eşme tarafından 4 tank ve bir ZPT aracının hareket halinde olduğu bilgisini aldım. Yanımda bulunan şube müdürü arkadaşıma, "bölge trafik ekibimiz hemen üniversite kavşağında yolu kapatsın.” talimatını verdim. Bu araçların geçişine engel olarak ilimize gelmelerini engellemek maksadıyla, oraya intikal eden bölge trafik ekibimiz yolu kapattı. Daha sonra hareket edemedikleri için bariyeri aşarak yolun karşı tarafına geçen bu tank ve araçların tekrar şehrimize hareket halinde olduğu bilgisini aldım.

YOLLARI KAPATTIRDI

Ters yön için de yol kapatma talimatı verdim. Bu gözü dönmüş hainlerin, ihanet içerisindeki bu şahısların artık bu tavırlarıyla nereye kadar hareket edeceklerini kestiremedik. Ama daha sonra bu dört tank ve ZPT burada bir müddet sonra yarım saat 1 saat içerisinde tekrar ‘Kocaeli'ne döndü’ bilgisini aldım. İstanbul ve Ankara'da veya bunların üst düzeyinde bir takım geri dönüş veya geriye dönük hareket tarzlarının kendi açılarından olumsuz bir şekilde olmasından dolayı talimat alarak geri döndüklerini tahmin ediyorum. Kocaeli'nden tankların hareketi bu şekilde oradaki vatandaşların sokağa inmesi, emniyet teşkilatımızın oradaki bu şahısları gözaltına almasıyla sonuçlanmış oldu.

“VUR!” EMRİ

Ben tekrar valiliğe doğru hareket eden bir tank ve 3-4 otobüs 150-200 kadar askerin olduğu hareket tarzına tekrar dönmek istiyorum. Valiliğe yaklaşan bu araçlar saat 23.30'da valilik önüne intikal ediyor. Bu arada tekrar talimatla arkadaşlarıma "havaya ateş edin, bunların yaklaşmalarına izin vermeyin" şeklinde telsiz bilgilendirmelerim oldu. Saat 23.38'de valiliğe intikal eden bu şahıslar orada bulunan nöbetçileri geçerek valilik binasına girip, işgal ettiler. Bu gözü dönmüş hainlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu gücüne karşılık bu şekilde Valiliği işgal etmeleri bizi derin endişe ve üzüntüye sevk etti. Ben bunların Valiliğe girmelerinden sonra saat 23.51'de telsizle tekrar anons ederek emniyet binalarımıza da değişik şekilde girme ihtimallerine karşı ‘vur’ emri verdim. Çünkü bu gözü dönmüş hainlere bir şekilde cevap vermek gerekiyordu ve bu telsiz anonsuyla beraber bütün ekiplerim, personelim duyarlı bir şekilde karşılık verdi. Binalarımıza da herhangi bir girişimde bulunulmadı.

Netice itibariyle bizzat yanımda bulunan şube müdürüm, özel harekât ekibi ve Kaynarca yolu üzerinde 30 civarında çevik kuvvet personeli ve TOMA aracıyla beraber valiliğe yakın kavşakta mevzi aldık. ZPT aracı üzerinde mevzi almış asker kılıklı ve silahlı birkaç şahıs vardı. Bunlara engel olmak üzere çevik kuvvet müdürüne TOMA'dan anons ettirdim. Bu yaptıklarının yanlış olduğunu, böyle bir şeyin olmayacağını, teslim olmaları şeklinde benzer şekilde anonslar yapıldı.

2-102

HALK SOKAĞA İNDİ

Bu arada telsizle haber merkezimize camilerde anons etme, vatandaşı sokağa davet etme bilgisi geldi. Sayın Valimizin talimatları sonunda vatandaşın sokağa inmesi için çaba harcandı ve gelişen şartlar itibariyle kahraman Sakarya halkı sokağa indi. Bizler bu sokağa inme neticesinde şunu gördük, elinde silah bulunan bu şahıslar ne yapacaklarına bilemez bir haldeydiler. Netice itibariyle bunların teslim olmalarına, teslim alınmalarına kadar Valilik önünde ekip arkadaşlarımla beraber bulunduk. Arkadaşlarıma anons ederek bu şahısların gözaltına almalarını ve bu işi başarıyla bitireceğimizi söyledim. Halk, valilik önünde kalabalık oluşturarak 16 Temmuz saat 01.10 civarında valilik binasının içerisine girdi. Burada bulunan asker kılıklı teröristlerin vatandaşa karşı yere ve havaya ateş ettikleri konusunda bilgi geldi ve bu arada 14 vatandaşımız yaralandı.

VALİLİK TEMİZLENDİ

Vatandaşlar ve polis arkadaşlarımız valilikte işgal durumunda olan şahısları gözaltına aldılar. Valilik bir şekilde tekrar Türk halkının kontrolüne geçti. Bize de valilik binası içerisinde, toplantı salonunda kilitli vaziyette birkaç askerin olduğu bilgisi geldi. Ben dış pencereden bir gaz fişeği atılması talimatını verdim. İçerdeki şahısların ne şekilde tepki vereceğini bilemediğimiz için bu talimatı verdim. Daha sonra toplantı salonunun ön taraftan kapısı kırılarak içerde bulunan beş kişi gözaltına alındı ve saat 01.30 sıralarında valilik içerisinde bulunan bu hain gözü dönmüş asker görünümlü teröristler bir şekilde yakalanarak polis merkezimizde gözaltına alındı.

15 TEMMUZ ÖNCESİ, SONRASI

Biz başta Sayın Valimiz, kahraman Sakarya halkı, polis teşkilatı ile beraber bu işgalin üstesinden geldik. Bu hainleri Sakarya Ovasına gömdük, bir daha çıkmamak üzere! 15 Temmuz'da Sakarya Valiliğinin işgali olayı Sakarya'da yaşayan vatandaşlarımıza bir hatıra olarak kalacaktır. Bir milat olarak kalacaktır. Bir 15 Temmuz öncesi-sonrası söylenecektir. Daha sonra bu olayla ilgili yorumlar da yapıldı, emniyet teşkilatımızın rütbeli rütbesiz personeli bana izah ettiler, "Sayın Müdürüm o an biz ne yapacağımızı bilemez durumdaydık. Bizim başımızda bu telsiz anonsunuzla bu dik duruşunuzla ve verdiğiniz emirler çerçevesinde biz ne yapacağımızı anladık. Nasıl mücadele edeceğimizi ortaya koyduk" dediler. Tabi bu durum benim gözlerimi yaşarttı. Sakarya'daki olayları büyük bir mücadele ile kısa bir sürede toplam 2 saat içeresinde neticelendirdik.

GÖZALTI TALİMATI

Özellikle daha sonra tespitlerimizde bir önceki Tugay Komutanı'nın da olayın içerisinde olduğu, o gece evinde kıyafet giyme hazırlığında olduğu, ama saat 01.00 veya 02.00 sıralarında veya daha sonra kendi açılarından istenilen bir netice olmadığını anlayınca sivil kıyafetlerle, sivil araçla arka kapısından kaçtığı bilgisini aldık. Bu şahsın daha sonra askeri araçların Kocaeli'nden gelen 4 tanka, ZPT aracına da eskortluk yaparak gideceği yerlere götüreceği tespitlerimiz oldu. O gece Tugay Komutanı olan Uğur Coşkun darbe komutanı olduğunu bildiğimiz bu şahısın Tugay'ın içerisinde saklandığı bilgisini almıştık. Terör müdürünü ve ekipleri bu şahsı oradan çıkartmaları, gözaltına almaları talimatını verdim telsizle. Daha sonra bu şahıs da orada derdest edilerek gözaltına alındı.

KAHRAMAN SAKARYA HALKI

Tabii bu olayda kahraman Sakarya halkı sokaklara döküldü. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın saat 00.26'da halka anons ederek sokağa çıkılması tavsiyesi de başarıyla netice aldı. Sakarya halkı kahramanlık göstermiştir, çoluğuyla çocuğuyla kucağında bebeğiyle sokaklara indi. Bizler daha sonra nöbetlerin belirli noktalarında yer aldık. Valilikte ve emniyet binalarımızda, Kent Meydanı’nda, ilçelerimizde tamamen vatandaşla olduğumuzu gösterdik, vatandaşlarımız da sevgilerini, teveccühlerini göstererek bizlere destek vermişlerdir ve dolayısıyla bu olaydan sonra demokrasi nöbetleri de bunu ortaya koymuştur.

HAYATIM BOYUNCA UNUTMAYACAĞIM

Bu olayda özellikle şunu belirtmek istiyorum, Valilik işgali ile birlikte sokağa dökülen halk, polis ve emniyet teşkilatı ile birlikte buna kahramanca cevap vermişlerdir. Bu olayın üstesinden gelmişlerdir. Ben Sakarya'da görev yaptığım bu süre içerisinde böyle bir olayı ve bu olaydaki mücadele azmini hayatım boyunca unutmayacağım. Bu belki torunlarımıza anlatacağımız bir tarih sayfası olacaktır. Bu hareket tarzı Türkiye'ye ve dünyaya mal olmuştur. Bu dik duruş, bu kahramanlık, Türk halkının ortaya koyduğu kahramanlık tarzı bir örnek olmuştur, dünyada böyle bir örneğin daha olduğunu tahmin etmiyorum, yoktur kesinlikle.

GELECEĞE GÜVENLE BAKMAK

Onun için Türk halkı her şeyi hak ediyor, Sakarya halkı her şeyi hak ediyor. Sakarya bu olayla birlikte önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Sakarya'mız, tarihinde de ortaya koyduğu bir örnekle geleceğe ümitle, başarıyla güvenle bakacaktır. Bu bölgede İstanbul ve Ankara'dan sonra kilit bir nokta olduğunu ortaya koymuştur. Sakarya bir kahramanlık göstergesidir. Tüm halk, tüm vatandaşlar, hep beraber özellikle her türlü siyasi kişiliği olan şahıslar da siyasi kimlik gözetmeden sokaklara inmişlerdir. Özellikle bu olayda kadınlarımızın da öncü bir vaziyette olduğunu, yaralı ve gazi duruma düştüklerini biliyoruz.

15 TEMMUZ MİLLİ İRADE DERNEĞİ

Ben sözlerime son vermeden 15 Temmuz şehitlerini rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum, yakınlarına baş sağlığı diliyorum, gazilere sağlıklar sıhhatler diliyorum, onlar birer kahramandırlar, onlar bizim kalbimizde gönlümüzde yaşayacaklardır. Bu arada hain darbe girişimi sonrasında 15 Temmuz Milli İrade Derneği Ali İnci tarafından kuruldu. Yardımcılığını 15 Temmuz Camili eski muhtarı Yunus Özçelik, üsteniyordu. Dernek tarafından ciddi çalışmalar yapıldı ve halen de yıldönümlerinde anlamlı programlar yapılıyor. Bu vesile ile de Sayın İnci ve Sayın Özçelik’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. “

9-26

EŞİ O ANLARI ANLATTI

Osman Babadağ’ın eşi emekli öğretmen Şükriye Babadağ ise, o gece olanları şu şekilde aktardı: “Konutumuzda oğlum ile otururken gözümüz televizyondaki haberlere takıldı. Oğlum; ‘Anne bir şeyler oluyor, ben gidip polis abiye sorayım.’ dedi. Lojmanımızı bekleyen polis arkadaşın; ‘Bilal (Oğlu) darbe girişimi var, baban telsizden vur emri verdi. İşgalciler valiliğe girmişler, buraya da gelebilirler, annen güvenli bir yere saklansın, sen de bana yardım et’ dediğini daha sonra öğrendim.”

Foto 3

BİR EŞİN EN ZOR DUASI

“Bu esnada eşimin yakın koruması arayarak; ‘Güvende olmadığımızı, nelerin yaşanabileceğini henüz bilmediklerini, lojmanı hemen terk edip, güvenli bir yere sığınmamız gerektiğini’’ söyledi. Tüm bunlar yaşanırken çok karmaşık duygular içerisindeydim. Bir tarafta Vatan endişesi bir tarafta eşimin o anda yaşayabilecekleri… Çünkü Hakkari ilinde terörün en şiddetli olduğu bir dönemde çalışmamıza rağmen Vatan, Millet ve şahsımız adına bu denli endişe duyduğumu anımsamıyorum. Nitekim bu duygularla dostumuzun evine gitmek üzere lojmandan ayrılırken devamlı; ‘babanı şehit etsinler ama işkence yapmasınlar, Allah’ım vatanımızı milletimizi koru’ diyerek, dua ederek ağladığımı hatırlıyorum.”

VATANIM İÇİN ŞÜKRETTİM

“Arkadaşımın evindeyken oğlum valiliğe gitmek ve olan bitenden haberdar olmak istediğini bana ileterek, yanımdan ayrıldı. Devam eden süreçte her şeyin kontrol altına alındığını, hain darbecilerin derdest edildiklerini öğrendiğim an Vatanım için şükrettim. Milletimizin ve güvenlik güçlerimizin; feraseti, basireti ve cesaretiyle bu kanlı girişim bertaraf edilmişti. Bu noktada vatanı, milleti için kanlarını dökmüş tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anarken bir daha böylesi durumların yaşanmamasını niyaz ediyorum.”

Kaynak: Yeni Sakarya Gazetesi